Üçüncü Gözümüz: Epifiz Bezi
Bilim ve Teknoloji - 13 Aralık, 2021 - Okuma Süresi: 3 Dk.
13 Aralık, 2021
Kredi: unutmabunu.net
Antik dünyada önemli bir yere sahip olan epifiz bezi bir dönem unutulsa da son zamanlarda yeniden popüler bir hale geldi. Sırları hala çözülemeyen ve fazlasıyla mistik ögeler barındıran epifiz bezini gelin beraber inceleyelim.
Epifiz bezi, tıbbi ismiyle pineal glan, beynimizin tam ortasında yer alan mercimek tanesi büyüklüğünde bir iç salgı bezi. Pineal gland ismi Latince çam kozalağı anlamına gelen pinea sözcüğünden gelmektedir. Hatta bu yüzden Vatikan Katolik Kilisesi'nin simgesi olarak çam kozalığı kullanılmaktadır.
Epifiz bezini ilk defa filozof Descartes ruh ile beden arasında bağlantıyı sağlayan mistik organ olarak tanımlamış ve “ruhun tahtı” olarak tarif etmiştir. Üçüncü göz olarak da bilinen epifiz bezi yapısal olarak göze benzese de işlevsel açıdan baktığımızda bunu söyleyemeyiz. Göz aydınlık alanlarda görmemizi sağlarken epifiz bezi bunun tam zıttı olarak karanlık ortamlarda aktifleşir ve bizler için çok önemli olan serotonin ve melatonin hormonlarını salgılar.
Kaliteli bir uyku için melatonin hormonu gereklidir ve kanserden koruyucu bir etkisi de vardır. Bu yüzden görme engelli insanların kansere yakalanma riski çok azdır. Bu hormonun sadece gece salgılandığını söylemek de doğru olmaz, ışıktan arındırılmış herhangi bir ortamda uyumak melatonin salgılanması için yeterlidir. Melatonin miktarı vücutta ne kadar fazlaysa ruhsal alemlerle kurulan bağ da o denli fazladır; bu yüzden İslamiyet’te ve diğer dinlerde gece uykudan kalkıp yapılan ibadetlerin önemi büyüktür. Yine İslamiyet’te kalp gözü olarak bahsedilen ve göremediğimiz, duyamadığımız hatta düşünemediğimiz şeyleri hissetmemizi sağlayan organın epifiz olduğu düşünülmektedir.
Yapılan bilimsel araştırmalara göre deniz seviyesinden yüksek ortamlarda epifizin hormon salgılama miktarı artıyor. Tarih boyunca ibadethanelerin dağ yamaçlarına, yüksek yerlere yapılma nedeninin de bu olduğu düşünülmektedir. Yani yüksek bölgelere yapılan ibadethaneler Tanrı'ya daha yakın olabilmek için değil de, epifiz bezinin daha aktif çalışmasını sağlayarak ruhsal olarak daha fazla iletişimde bulunabilmek içindi.
Beslenme şekline göre epifiz fonksiyonunun azaldığı hatta tamamen kaybolduğu söylenebilir. Diş macunlarında bulunan sodyum floridin epifiz bezinin kireçlenmesine sebep olarak hormon salgılanmasını azalttığına dair iddialar mevcuttur. Bu nedenle doktorlar aşırı florür kullanımını tavsiye etmemektedir. Sodyum florid ise sadece diş macunlarında değil kola ve kafeinli içecekler gibi bazı içecek ve yiyeceklerde de mevcuttur. Epifiz bezini etkileyen bu maddelerin kullanılma amacının insan topluluklarının dünyaya ve kendilerine dair farkındalığını artırmasını engellemek için bilinçli olarak koyulan engellerden biri olduğu da iddialar arasındadır.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.