Robotlar Dünyamızı Ele Geçirecek Mi?

Bilim ve Teknoloji - 16 Ağustos, 2021 - Okuma Süresi: 7 Dk.

16 Ağustos, 2021

Robotlar Dünyamızı Ele Geçirecek Mi?
Kredi: 5322*3548

Birçoğumuzun aklına yapay zeka kavramını ilk duyduğunda şu dünyamızı ele geçirecek robotlar geliyordur, öyle değil mi? Acaba böyle düşünmekte haklı mıyız? Korkmamız gereken gerçekten robotlar mı? Bu yazımda bazı kavramlar ve yapay zekâ ile ilişkisi üzerinde duracağım.

Öncelikle belirtmeliyim ki, edinmiş olduğum bilgilerle kendi düşüncelerimi sentezleyerek size anlatmaya çalışacağım. Bu yazı boyunca hiçbir kaygı gütmeden düşüncelerimi paylaşacağım. Size asıl anlatmak istediğim ve farkındalık oluşturmak istediğim yazımda bazı kavramları iyi anlarsak daha anlaşılır olabileceğimi umut ediyorum. Bu kavramlar zekâ ve akıl. Akıl, bir konuda düşünce yürütebilme ve görüş bildirme yeteneğidir. Örneğin, evrensel kabul edilen bazı olgular vardır. Bunlardan biri çevre ve doğaya karşı olan tutum ve davranışlardır. Bir ormanda cam parçası gördüğünüzde onun güneş ışınları temasıyla yangın çıkarabileceğini düşünür ve o camın orada olmaması gerektiğini düşünüp yerden alıp çöpe atarsanız, doğru ve yanlışı ayırt etmiş ve doğru olanı uygulamış olursunuz. Bu aklın bir sonucudur. Yani akıl; doğru ile yanlışı, yalanla gerçeği, haklıyla haksızı, adaletliyi adaletsizi ayırt edebilme ve duygusal anlamda birinden birini seçme yetisidir. Akıl daha çok duygusal yönümüzü ifade ettiği için nicel anlamda ölçemiyoruz. Etrafımıza şöyle bir baktığımızda aslında tercihleri iyi veya kötü olsa dahi insanların akla sahip olduğunu görebiliyoruz. Fakat dikkat ettiniz mi? Herkes “akıllı” sıfatıyla anılmaz. Bu durumu Descartes’in şu sözüyle ifade edebiliriz:” Önemli olan akıllı olmak değil, aklı yerinde ve zamanında kullanmaktır.” Akıl herkeste var, ama akıllı olmak aklı doğru bir şekilde kullanabilmektir. Evet, akıl fırsatları değerlendirir, önüne çıkan olayları kendi lehine dönüştürüp yeni fırsatlar doğurabilir. Ama bu durum başka canlıların da lehine olacağı anlamına gelmez. Aklımızla yaptığımız tercihler daha çok etik bir anlam taşır.

 

Üzerinde durulması gereken diğer kavramımız zekâ. Zekâ bir olayı önce anlama, farklı olaylar arasında ilişki kurabilme, açıklayarak çözme yeteneğidir. Zekâ ruhsal olaylara, algı ve hafıza yeteneğine, tutkulara, eğilimlere göre farklılık gösterir. Zekâ, farklı alanlarda beynin algılama hızıdır. Aklın aksine etik bir anlam taşımaz, nötrdür. Örneğin siz bir ressamın önüne matematik problemi koyduğunuz zaman çözemezse, o ressam için zekasız diyemezsiniz. Çünkü ressamın zekâsı analitik ve çözümleme alanında değil, ruhsal ve tutku alanında yoğunlaşmıştır. Böylece o ressam hiç görülmemiş şaheserler ortaya çıkarabilir. Yani bir alanda başarılı olmamak zeki olmamakla eşdeğer değildir ya da zeki insanlar her alanda başarılı değildir.

 

Robotlar Dünyamızı Ele Geçirecek Mi?

 

Yazıma devam ederken ufak bir uyarı yapmadan geçemeyeceğim. Bu uyarıyı sık sık kendime de yapıyorum ve sizlerle de paylaşmayı borç bilirim. Lütfen belli bir zihin tarafından tasarlanmış sistemde çizilen sınırların içinde kalmak için kendinizi zorlamayın. Birçok insan o sınırları aşmayıp öylece kaldığı ve sınırlar içindeki altınları topladığı için başarılı atfediliyor. Halbuki siz kendi sınırlarınızı daha geniş tutarsanız, o sınırlara ulaşana kadar eminim daha fazla altın toplayacaksınız. Süper Mariolu benzetmemi de yaptığıma göre devam edebilirim. Zekâ kaynaklara göre 20’li yaşlara kadar gelişiyor ve bir süre sabit kaldıktan sonra da azalmaya başlıyor. Akıl ise tam aksine ölene kadar gelişime hep açık. Bu iki kavramı bir yapbozun birbirini tamamlayan iki parçası olarak düşünebiliriz. Zekâ yaratıcı çözümler üretir, akıl ise bunu uygun yerde kullanır.

Bu iki kavramı yeteri düzeyde açıkladığıma inanıyorum. Zekâ ve aklın tamamlayıcı ilişkisini de öğrendiğimize göre yapay zekanın makine üzerinde etkisi sonucu ortaya çıkan robotların insanları tehdit edip etmediğine dair görüşümü paylaşabilirim. Tekrar hatırlatmak isterim, bu yazıyı hiçbir kaygı gütmeden edindiğim bilgiler ışığında kendi düşüncelerimle sentezleyerek yazıyorum. Katılıp katılmamak sizlere kalmış.

Daha iyi anlaşılması için bir örnek üzerinden anlatmaya çalışacağım. Tasarlamış olduğumuz bir robot var elimizde. Biz robotumuza veriler sunduk, robot makine öğrenmesiyle verilen veriler üzerinde çıkarımlarda bulundu hatta derin öğrenme ile de yeni veriler elde etti diyelim. Bu durumda robot bir insan gibi zekasını kullanmış oldu değil mi? Çünkü veri alıyor, tahmin edip bağlantı kuruyor ve üstüne yeni veriler üretiyor. Düşünsenize, insanlarda 20’li yaşlara kadar gelişen, bir süre sabit duran ve sonradan gerilemeye başlayan zekâ robotta gelişmeye hep devam ediyor. Peki ya aklı var mı robotun? Demiştik ki zekâ yaratıcı çözümler üretir, akıl ise uygular. Bizim robotun aklı yok, peki aklı olmayan bir yapı uygulayabilir mi? İlk başta cevabımız hayır olsa da maalesef ki evet olacaktır. Çünkü insanlarda akıl, insanları duygularla seçime yönlendirir. Robotta ise akıl yoktur ama seçimler ona öğretilir. Burada tehlike çanları çalmaya başladı bile. Balzac der ki: “Duygunun yanında akıl daima adi kalır.” Evet öyle de. Robotun duyguları yok evet ama yanında adi kalacak aklı da yok. Doğruyu yanlışı, haklıyı haksızı ayırt edemeyecek. Hep ona ilk verilen verilere bağlı kalacak. En başta ona doğru veriler mi sunuldu yoksa yanlış mı? Bu noktada bana katılır mısınız bilemem ama düşünsenize yeni veriler üreten bağlantı kurabilen bir robottan bahsetsek de ona zıt iki veri sunulmadığı sürece nasıl karar verecek? Robotlara veri verenlerin zihnini taşıyor olacaklar hep. Zincirlerinden asla kurtulamayacaklar. Zıt veriler verilse bile eğilimleri ne olacak peki? Data fazlalığı olan bilgiye yönelim gösterip az olan doğru olsa bile reddetmeyecek mi? Bana kalırsa dünyayı robotlar adı altında yine insanlar ele geçirecek. İnsanlar insanlara zulmedecek sevgili okur, robotlar değil. Robotlar sadece ardına sığınılan bir duvar olacak o kadar. O duvarın ardından yapacaklar ne yapacaklarsa. Üç günlük ömürlü kelebeğin nefesini kesecekler, ateşlerle nefes kesecekler, sesiyle huzur veren minik serçelerin kanatlarını kesecekler, minik patileriyle yüreğimizde iz bırakan kedilerimizi ağlatacaklar, insanlarımızı yok edecekler. Adı hep teknolojinin yan etkileri olarak kalacak. Teknolojiyi kullanan bizlere bedel ödemek zorunda bırakacaklar. Yani sevgili okur, ne yapacaksa yine insan yapacak.

 

Robotlar Dünyamızı Ele Geçirecek Mi?

 

Sevgili okur, mücadelen robotlarla değil onlara nefreti, yanlışı öğretenlerle. Korkma, sevgiyi anlat. Haykır doğruları. Bir tane bile kötüye dair bir şey kalmayana dek sevgiyi söyle türkülerinde. Sevgini, her yeni günde dikmekten usanmadığın fidanlarına anlat. Sevgi üretsinler daima. Anlat ki sevgi solusun her şey, canlılar, cansızlar, insanlar, robotlar!

 

Umudumuz robotların da sevgiyle yetiştirilmesi yönünde. Sevgiyle kal!

 

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.