Mısır Firavunlarından Kral Arthur’a: Nedir bu Epifiz Bezi?

Bilim ve Teknoloji - 15 Mart, 2021 - Okuma Süresi: 3 Dk.

15 Mart, 2021

Mısır Firavunlarından Kral Arthur’a: Nedir bu Epifiz Bezi?

Birçok mitolojiye konu olmuş, herkesin merak ettiği epifiz bezi nedir? Epifiz bezinin ne gibi fonksiyonları vardır? Gelin hep birlikte bakalım!

Epifiz bezi, beynimizin tam ortasında bulunan bir nöroendokrin bezdir. Kozalağa benzeyen yapısından ötürü İngilizce’de ‘kozalak’ anlamına gelen ‘pineal’ kelimesiyle de adlandırılır (Pineal bez). Epifiz bezinin temel fizyolojik fonksiyonu ise, gündüz-gece döngüsü ile sirkadiyen ritm ve üreme işlevi arasındaki ilişkiyi düzenlemesidir. Bu bez birnevi, organizmamızın çeşitli aktivitelerini ışık etkisiyle kontrol eden bir kontrol merkezidir.

Biraz da Evrimsel Açıdan Bakalım:

Evrimin alt basamağında yer alan birçok omurgalıda, ışığa duyarlı bir organ olarak gece ve gündüzün algılanmasında işlev görmekteydi. Evrimin daha ileri basamaklarında ise, ışığa duyarlı bu hücrelerin  yerini pinealositler (melatonin üreten hücreler) almıştır. Sonuç olarak omurgalılarda ve memelilerde oluşan kafatasının ışığın geçişine engel olması sebebiyle gözden başlayan ve epifiz bezinde sonlanan bir duyusal sistem gelişmiştir.

Epifiz Bezi Bizlerde Ne İşe Yarıyor?

Aslında en önemli fonksiyonu yukarıda da bahsettiğimiz gibi uyku/ uyanıklık döngülerini düzenlemesidir. Bu önemli görevleri yapabilmek için melatonin adı verilen bir hormon salgılar. Melatonin aynı zamanda, hücrelerimize  hasar veren oksijen radikallerine engel olmaktadır. Yaşlanmayla birlikte bu zararlı moleküllerle artık eskisi kadar iyi savaşamayız. Bunun sebeplerinden birinin de yaşlılıkla birlikte üretimi ve salgısı azalan melatonin olduğu düşünülmektedir. Pineal bez ve melatoninin yaşlanmayla olan ilişkisi de buradan gelmektedir.

Ruh Molekülü Olduğu Söylenen DMT Nedir?

DMT de aynı melatonin gibi pineal bezden uyku sırasında salgılanır. Bu molekülü bizim için ilginç kılan birkaç özelliği vardır. Bunlardan ilki, salgılanmasının rüyaların görüldüğü evreye denk gelmesi ve etkilerinin arasında zaman algısında değişimin olmasıdır. Ayrıca beynimiz uyku dışında yalnızca doğum ve ölüm sırasında DMT salgılar. Hal böyle olunca ‘ruh molekülü’ tabiri kendisine bir hayli yakışıyor. Aslında bu molekül bir çeşit halüsinojendir ve pek çok ülkede kullanımı yasaktır. En önemli kaynağı ise Ayahuasca denilen bitkidir.

Peki Ya ‘Üçüncü Göz’?

‘Üçüncü göz’ tabiri mitolojide önemli bir yer kaplar. Mısırlılarda alınlarının ortasında sembolize ettikleri “Horus’un gözü” olarak bilinir. Buna aynı zamanda vicdanın gözü de derler. İngiliz mistisizminde “Unicorn’un boynuzu” ve Kral Arthur şövalye efsanelerinde “Kutsal Kâse” olarak şekillenir. Hatta Eyfel kulesinin bile epifiz bezi ile ilişkili olduğuna dair teoriler vardır.  Homer’in ‘Odyssey’ eserinde geçen “Tepegöz” gibi, pek çok efsanede, alnın merkezinde ortanca bir göze sahip olan devlerin ve yaratıkların ürkütücü hikâyeleri anlatılır.

Özetle, beynimizin tam ortasında mercimek tanesi kadar olan bu bez üzerinde hala çalışmalar sürmektedir. Ve birçok kültürde de dikkat çekici özellikleri sebebiyle dilden dile dolaşmaktadır. Bakalım ilerleyen zaman bize pineal bez hakkında daha neler neler gösterecek.

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.