Günde Ne Kadar Su İçmelisiniz?

50 gün yemek yemeden yaşayabilirsiniz ama su içmeden sadece 2-3 gün yaşayabiliriz. Su insan vücudu için çok önemlidir ve günde yaklaşık 2,5 litre suya ihtiyacımız vardır. Günde toplam 2,5 litre kaba bir tahmindir hadi bu durumu etkileyen faktörleri inceleyelim.

Yaşlandıkça vücudumuzdaki su içeriği azalır. Yenidoğanlar %75 ile en fazla, yaşlılar ise %55 ile en az olanlardır. Yetişkinlerin vücutlarında ortalama olarak suyun %60'ı bulunur. Peki su vücutta tam olarak nerede depolanır? Üçte biri kanımızda ve hücrelerimiz arasında, çoğunluğu ise, üçte ikisi hücrelerimizdedir. 

Vücudunuz susuz kalırsa, su aşağıdakileri düzenlediği için birçok vücut işlevi etkilenebilir: 

• Vücut ısısı
• Hormon
• Vücudumuzun görevleri yerine getirmesine yardımcı olan bir haberci molekül regülasyonu
• Enerji harcaması uyarımı
• Cilt nemi
• Hücre ömrü
• Pozitif sindirim

Ne kadar susadın?

Su hayatta kalmamız için çok önemli olduğundan, vücudumuz susuz kaldığımızı bize bildirmek için çok iyi bir yola sahiptir. Susuzluk. Susadığınızı hissederseniz, içmeniz gerektiğini bilirsiniz.

Vücudunuzun susuz kaldığınızı nasıl bildiğini hiç merak ettiniz mi? Beynimizde reseptörler kanın kıvamını ölçer ve incelirse tepki verir. Sonuç olarak, sistemimize vazopressin adı verilen bir hormon salınır. Vazopressin, böbreklerimizde su tutarak ve susuzluk hissini ateşleyerek vücudumuzda daha fazla su tutmamızı sağlar. 

Hidrasyon durumunuzu iki kez kontrol etmek istiyorsanız, basit bir yol idrarınızın rengine bakmaktır. Açık sarı, su içtiğiniz anlamına gelir, ancak koyu sarıya dönerse, susuz kalmışsınız demektir.

Vücutta yeterli su olmadığında meydana gelen dehidrasyon çok tehlikelidir. Vücut suyumuzun sadece %1'ini kaybedersek, egzersiz yapma gücümüz azalır, vücudumuzdaki sıcaklık kontrolü azalır ve iştahımız azalır. %5 su kaybında zihinsel performansımız düşer; konsantrasyon güçlüğü, asabiyet, uyku hali ve sıklıkla baş ağrısı ile. Suyumuzun %8'inden fazlasını kaybedersek, gerçekten ölebiliriz.

Kuru, yapışkan ağız, kas krampları, baş ağrısı, kuru cilt, yorgunluk, konsantrasyon kaybı gibi durumlarda su içip içmediğinizi sorgulayın çünkü susuzluk durumlarında bu tür semptomlarla karşılaşabilirsiniz.

Konu su olduğunda 'daha fazlası her zaman daha iyi değildir' kuralı geçerlidir. Çok fazla içmekten su zehirlenmesi, hiponatremi alabilirsiniz. Bu, kandaki tuz seviyelerinin düşmesine ve aşırı suyun hücreler içinde hareket etmesine neden olan ve akciğer tıkanıklığına ve kas hücrelerinin kaybına yol açabilen aşırı hidrasyon durumudur. Bu nedenle, istisnai bir miktarda içmeniz gerektiğinde suyunuza her zaman biraz tuz eklemeniz önerilir. Örneğin, özellikle sıcak bir iklimde ve uzun süre egzersiz yaparken (örneğin uzun mesafe bisiklet ve maratonlar) ter yoluyla çok fazla sıvı kaybedildiğinden çok içmemiz gerekir. Ter kaybı aynı zamanda tuz kaybı anlamına gelir ve bu da kramplara ve yorgunluğa neden olabilir. Bu nedenle sodyum içeren ve vücut sıvılarımızın bileşimine uygun izotonik içecekler içmek önemlidir.

 

Sade suyun tadını sevmiyorsanız, onu daha keyifli hale getirmenin bazı yolları vardır. Tazeleyici bir yol, buz küpleri, limon dilimleri, salatalık, biraz nane veya çilek eklemektir.