Gen Bencildir ve Bizi Hayatta Tutar!

Bilim ve Teknoloji - 26 Nisan, 2021 - Okuma Süresi: 4 Dk.

26 Nisan, 2021

Gen Bencildir ve Bizi Hayatta Tutar!

Canlı yaşamında sürekli karşımıza çıkan bir durum, kendini koruma içgüdüsü. Peki aynısını DNA yapabilir mi? Genin bencil olması bizim davranışlarımızı etkiliyor olabilir mi? Gelin birlikte bir göz atalım.

İnsanlık boyunca hatta daha da eskilere Dünya'nın varoluşuna gidelim. Suda başlayan canlılığın çeşitlenmesini sağlayan neydi? Yeşil bitkilerin, rengarenk çiçeklerin, birbirinden farklı meyveler veren ağaçların hayat bulup bizimle birlikte bugünlere kadar süre gelmesini sağlayan sebep neydi? Hatta basit bir şekilde ele alacak olursak ekvatordaki bitki yapraklarının geniş yüzey alanına, çöldeki kaktüslerin diken şeklinde yapraklara sahip olmasının asıl nedeni sadece çevrenin etkisi miydi? Genin bencil olması evrime açılan kapının anahtarı olabilir mi?

Canlılık kavramını duyduğumuzda aklımıza gelen bir kalp atışı ve nefes alışverişinin çok daha ötesinde işler. Çeşitli organizmaların yaşayışı yapısal farklılıklar gösterir. Bu farklar da sınıflandırmayı beraberinde getirir. Dolayısıyla ilk olarak küçük ve basit organizmalardan başlayıp daha büyük, kompleks organizmalara doğru bir yol haritası çizdim sizin için ve şimdi sırasıyla bir göz atalım istiyorum.

Haritamızın ilk durağında, çıplak gözle göremeyip iletişimlerini dahi duyamadığımız ancak müthiş bir organizasyon sayesinde bulundukları yerde hayatta kalma savaşını başlatan mikroorganizmalara yer vermeyi amaçladım. Küçük ve görünmez olduklarına aldanmayalım. Ne demiş Pasteur:

     Gen Bencildir ve Bizi Hayatta Tutar!   

Evrende sonsuz küçüklüktekinin rolü sonsuz büyüktür. 

Bu cümleye verilebilecek en güzel örnek de bana kalırsa akciğerlerimizden kanımıza geçen oksijenin bugünün aksine fotosentez yapan ağaçları, ormanları olmayan dünyamızda kendi yaşamını devam ettirmek için şu an ki oksijenin yaklaşık %80'ini oluşturan mavi-yeşil alglerdir. 

Ancak bir veya birkaç sebep aralarından bazılarının, değişen dünya şartlarına ayak uydurmak, bu değişen düzene adapte olmak, hayatta kalabilmek için kendilerini bir üst kademeye taşımaya itti. Bunun altında hayatta kalma arzusu vardı. Zaman geçtikçe çeşitli yaşam formları farklı ortamların, ekstrem koşulların birbirinden ayrılmasıyla ortaya çıkmaya başladı. Kendini yenilenen ortama ayak uydurmaya adayan canlılar diğerlerinin aksine gelişti. İşin aslı güçlü olan yaşadı, zayıflık gösteren yaşam yolculuğuna veda etti. Şöyle bir konu var ki kendini geliştirme ve adapte etme süresi binlerce yıl sürdü.

Atmosferin ve oksijen yoğunluğunun artmasıyla birlikte bitki örtüsü oluştu, farklı bölgelerde çeşitlilik gözlendi. Her şey hayatta kalma içgüdüsünün birer ürünüydü. Daha sonra diğer canlılar dünyanın tiyatrosundaki yerini almaya başladı. Böcekler, kelebekler, arılar... Bu canlılar çevreyi değiştiren büyük etkiler yarattı. Arıların çiçeklerin o renkli cazibesine kapılıp çeşitliliği sağlaması bunlardan sadece biriydi.

     Gen Bencildir ve Bizi Hayatta Tutar!               Gen Bencildir ve Bizi Hayatta Tutar! 

Bugün tanıdığımız Dünya, uzun zaman önce çok sert koşulları olan bir yerdi. Çok sıcaktı, çok soğuktu... Bazen içinde kaynayan çekirdeğinin aksine oldukça sakindi. Ama bu zor şartlarda bile yaşam savaşına galip gelen ekstrem canlılar vardı. Eğer onlar bu savaşı kaybetseydi belki de şu an biz bu tiyatronun bir parçası olamayacaktık. Benim yazdığım satırlarım hiç yazılmamış, sizin birkaç dakikadır okuduğunuz cümleler hiçlik denizinde kaybolacaktı. 

Bizi biz yapan hücrelerimizin içinde kodlanmış DNA'nın kendini korumak için çalışması aslında müthiş bir olay. O kendi küçük dünyasını inşa ediyor, geliştiriyor nihayetinde bizleri oluşturuyor. Kendinde meydana gelebilecek herhangi bir potansiyel hata için çeşitli mekanizmalar geliştirip işletiyor. Çünkü ufak bir hatanın replikasyonda dev bir hataya sebep olabileceğinin farkında.

Gen Bencildir ve Bizi Hayatta Tutar!

Karşımıza çıkan ve  bizi kötü etkileyebilecek her olay karşısında kendimizi korumaya çalışmamızın asıl sebebi de bana kalırsa genlerimizin bencilliği ile ilgili. Bisiklet sürerken dengemizi kaybettiğimizde, olası trafik kazalarında, elimiz kesildiğinde vücudumuz hep bir tepki veriyor. Ayağımızı yere koymak, direksiyonu kırmak ya da frene basmak, kan pulcuklarının kesilen bölgeye hücum etmesi sadece tek bir amaç için. Kendini koruma isteği.

Bu da genlerimizin bize mirası.

 

 

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.