Bilime Adanmış Bir Hayat: Marie Curie

Birçoğumuz "bilim için ölen kadın" cümlesini duymuşuzdur. Peki bu kişi kimdir? Gelin birlikte Marie Curie'nin hayatını yakından inceleyelim!

1867 yılında Polonya’da doğmuştur. Babası Wladislaw Sklodowski, bir lisede fizik ve matematik öğretmeniydi ve annesi Bronislawa Sklodowski ise bir yatılı okulun yöneticisiydi. Marie Curie daha 10 yaşındayken, annesi tüberküloz nedeniyle hayatını kaybetti.

   Marie, babasının etkisiyle bilime ilgi duymaya başlamıştı fakat o yıllarda Çarlık Rusya yönetimi altındaki Polonya’da kız çocuklarının bilim alanında eğitim almasına izin verilmiyordu. Hem Marie Curie'nin hem de kız kardeşi Bronya'nın diploma almak için yurt dışına gitmeleri gerekiyordu. Maddi konularda sıkıntılar çektikleri için okul ihtiyaçlarını karşılamak mümkün değildi. Marie Curie, kız kardeşi ile anlaşma yapmışlardı. Marie Curie, Bronya’nın okumasına yardım etmek için çalışacak ve eğitimini tamamladıktan sonra Bronya çalışarak ablasına geri ödeyecekti. Bu sayede ikisi de istedikleri eğitimi alacaklardı. Böylelikle babalarına da yük olmayacaklardı.

   Marie Curie, Varşova'nın Clandestine Floating Üniversitesinde eğitim alıp uygulamalı bilimsel eğitimine başlamış ve daha sonra 24 yaşında yüksek derece kazanmıştır. Eğitim hayatına Paris’deki Sorbonne Üniversitesinde devam etmiş ve sonunda kendini tamamen bilime adamıştır. Neden bu ünvanı almış, hadi gelin onu öğrenelim.

   Marie Curie, uranyum elementiyle birlikte radyoaktiviteyi bulmuştur. Bunun ardından toryum elementinin radyoaktivitesini keşfetmiştir. Daha sonra Polonyum ve Radyum elementlerini bulmuş olup, keşfettiği polonyum elementin ismini, kendi ülkesinin ismini vermiştir. Evet, polonyum elementini bulan ve ona ismini veren kişi Marie Curie’dir. Bu ne kadar gurur verici bir şey öyle değil mi?

   Tüm zorluklara rağmen çalışmalarıyla çığır aşan Marie Curie, Nobel Fizik Ödülü ile ilk bilim kadını olarak bilinmektedir. Kocası Pierre Curie ve fizikçi Henri Becquerel ile Nobel Fizik Ödülü'nü paylaşmıştır. Ayrıca Nobel Kimya Ödülü ile iki kere ödül alan bilim insanı olarak tarihe geçmiştir.

   Bilim insanlarının çalışmalarına ilk zamanlarda önem verilmiyordu. Marie Curie ve eşi için de aynısı olmuştu. Değeri sonradan anlaşılmıştı. Ama Marie Curie insanların düşüncelerine önem vermemiş ve pes etmemiştir. Eşi Pierrre Curie ile küçük bir kulübedeki laboratuvarda çalışmalarını sürdürmüştür. Röntgeni geliştirmiş ve tıp alanında büyük katkıda bulunmuştur. Yaptığı çalışmalarla ‘radyoloji biliminin kurucusu’ olarak da nitelendirilmektedir.

   Biraz da Marie Curie ve eşinin ölümünden bahsedelim. Pierre Curie 19 Nisan 1906'da geçirdiği bir trafik kazasında ölmüştür. Marie Curie ise 1934 yılında Fransa'nın Savoy kentinde kan kanserinden ölmüştür. Hastalığı, aşırı dozda radyasyona maruz kalmasına bağlanmış ve bu yüzden de ona "bilim için ölen kadın" denilmiştir. Çalışırken edindiği bütün bilgilerini bir deftere yazmıştır. Bu defter radyasyonla kaplı olduğu için Paris'in ünlü kütüphanesi olan Bibliothèque Nationale'de saklanmaktadır. Defteri incelemek isteyenler, özel kıyafetler giyerek çalışmalarına bakabilirler. Umarım yazım sizi hem bilgilendirip hem de eğlendirmiştir.