Dünyanın En Pahalı Kahvesi: Kopi Luwak

Endonezya’nın bazı adalarında yaşayan Luwaklar yani misk kedileri, yediği kaliteli kahve kiraz çekirdeklerini sindirir ve yapısı bozulmadan çeşitli aromalar oluşturarak dışkılar. Bu dışkıların toplanıp temizlenmesi ve ardından kavrulmasıyla yumuşak içimli ve oldukça lezzetli kahveler ortaya çıkar. Bu kahve dünyanın en pahalı kahvesi unvanına sahip üstelik!

Kahve denilince birçoğumuz için akla ilk olarak Türk kahvesi gelmekte. Fakat son yıllarda Türkiye’de çeşitli kahve kültürleri gelişim göstermekte ve yeni nesil kahvelere olan ilgi artmakta. Kopi Luwak kahvesi, dünyanın en pahalı kahvesi unvanını taşımakta ve hafif içimli bir yapıya sahiptir. Bu kahve hakkında hemen herkes bir yerlerde bir şeyler duymuş olmalı ki hakkında birçok yanlış bilinen şeyler ve haliyle önyargı var.

Luwak, misk kedileri olarak geçer ve Endonezya’nın Sumatra Adası ve çevresindeki birkaç adada yaşar. Luwaklar küçük kertenkele türleriyle ve kaliteli kahve kirazlarıyla beslenirler. Dışkılarının toplanması ve işlemlerden geçirilip paketlenmesiyle Kopi Luwak Kahveleri oluşur. Bu kahvenin tarihi bilinmemekle beraber 18.yy’a kadar dayandığı varsayılır. O dönemlerde Endonezya, Hollanda sömürgesi altındadır. Toplumda kahve kültürü gelişmiştir fakat ülkede yaşayan insanların kahve almaya parası yoktur. Bunun için çare arayan köylüler bir gün ormanda gezerlerken hayvan dışkılarının içinde kahve çekirdekleri görürler ve onları toplayıp temizlerler. Çeşitli işlemlerden geçirip tadına baktıklarında daha önce böyle lezzetli bir kahve içmediklerini fark ederler. Bu geziyi yenilediklerinde de dışkıların misk kedilerine ait olduğunu ve yedikleri kahve kiraz çekirdeklerinden kaynaklandığını görürler. Misk kedileri geceleri kahve kirazlarını yerler, sabaha kadar dışkılarlar ve köylüler de onları toplayıp kahve haline getirir. Kopi Luwak kahveleri bu şekilde, köylülerin kahve arayışından ortaya çıkmıştır. Zamanla bu olay patronlara kadar duyulur ve böylece bir efsane başlamış olur.

Misk kedileri, en kaliteli kahve kirazlarını seçer ve kimyaları gereği midelerindeki "proteaz" enzimleriyle kahve çekirdeklerinin içine işler ve protein dengeleri korunarak parçalanmayı engeller. Yani kahvede hakim olan şey aromadır ve acılık olmaz. Dışkılar toplanır, yıkanarak temizlenir, çekirdekler ayrılır ve kavurma işlemiyle zararlı olabilecek bakteriler de giderilmiş olur.

Kahvenin lezzetini ve hikayesini duyanlar tadına bakmak için yarışa girerler ve giderek misk kedileri için çiftlikler ve kafesler kurulur. Hayvanlara sadece kahve kirazları verilir. Bu nedenle farklı gıda alamadıkları için kahvede olan farklı aromalar da zamanla azalarak kaybolur. Kahvenin fiyatının bu denli yüksek olmasının sebebi de hayvanların toplanıp kafeslenmesi, tek tip yiyecekle beslenmesi ve yavruyken bu yaşam tarzına alıştırılarak yetişkin olamamaları ve ölmeleridir. Sonuç olarak işin lezzet tarafının yanı sıra bir de etik tarafı var.