Kalıpları Yıkın: Regl İzni

Yaşam Tarzı - 01 Mart, 2021 - Okuma Süresi: 6 Dk.

01 Mart, 2021

Kalıpları Yıkın: Regl İzni

Artık utanmak, gizlemek yok. Regl olmak çok doğal bir süreç ve biyolojik özelliklerimiz bizi biz yapan şeyler, bizim birer parçamız. Bakış açımızı değiştirerek son zamanların gündemdeki konularından regl iznini masaya yatıralım!

Dünya değişen ihtiyaçlara uyum sağlamakta ve bugünkü duruma gelmiş bulunmakta. Fakat Havva’dan beri değişmeyen bir durum var ki o da kadınların yaşadığı ve biyolojik farklılığın bir sonucu olan menstrüasyon ya da halk ağzındaki adıyla âdet kanaması. Bildiğimiz üzere kadınlar ayda bir kez menstrüasyona girer ve bu süreç kadından kadına değişmekle birlikte ortalama 2 ile 7 gün arasında sürer. Âdet sürecinde kadın, rahim kasılmalarından ötürü özellikle ilk 2-3 gün daha ağrılı olmak üzere bir sancı süreci yaşar. Bu da kadının hem günlük hayatındaki hem de iş hayatındaki performansını normal olarak düşürebilir, bu doğrultuda kişinin verimi de azalabilir. Bu durumla bağlantılı olarak regl izni son zamanların tartışılan konularından olmuştur. 

Regl izni ilk olarak 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Japonya’da kadınlara bir hak olarak tanınmıştır Kalıpları Yıkın: Regl İznive günümüzde diğer bazı Asya ve Avrupa ülkelerinde de kadınlara bu hak tanınmakta. Fakat bu izin birçok ülkede halen yasallaşmış değil ve ülkemizde de ender sayıda birkaç özel kurum ya da kamu kurumu kadınlara regl izni tanımakta. Örneğin İzmir Barosu yakın zamanlarda kadınlara ayda bir gün regl izni verilmesini kararlaştırdı. Yine uluslararası bir şirket olan Zomato, Türkiye dahil faaliyet gösterdiği tüm ülkelerde tüm kadın çalışanlarına yıllık on gün regl izni vereceğini açıkladı. Bu örnekler kadınların yaşadığı bu doğal döngüyü anlama, farkında olma ve kadının çalışma şartlarının iyileştirilmesi açısından gayet güzel fakat maalesef halen regl izni ülkemizde yerleşik bir kavram bile değil. Bunun altında da toplumun bakış açısı yatıyor. Günümüzde hala regl olmak kadının kendisi tarafından bile ayıp, utanılması ve gizlenilmesi gereken bir şey olarak algılanıyor. Bu yüzden de birçok kadın "regl oldum" demek yerine "halam geldi", "hasta oldum", "özel gün", "aybaşı :))" gibi ifadeler kullanıyor, hatta bunları bile utana sıkıla söylüyor. Neden kendi vücudumuzdan, biyolojik farklılıklarımızdan utanıyoruz? Neden hijyenik pedi gazeteye saran bakkala karşı tavrımızı koymuyoruz? Ya da beklenmedik anda regl olduğumuzda neden ortaya gayet cesur bir şekilde "Pedi olan var mı?" diye sormuyoruz, soramıyoruz? Bu noktada ailenin ve bulunduğumuz çevrenin yaklaşımı önemli bir faktör olarak devreye giriyor. Birçoğumuz annesinden ilk defa regl olduğumuz zaman "Babanın yanında bahsetme." gibi laflar işitmişizdir. Baba ya da erkek kardeşimiz "Neyin var?" diye sorduğunda karnım ağrıyor deyip geçiştirmişizdir. Yine birçoğumuz okulda, evde ya da işyerinde insanlar elimizde hijyenik ped görmesin diye büyük bir mücadele verip öyle tuvalete gitmişizdir. Bu saydıklarımın birçoğunu ben de yaşadım ve fark ettim ki tüm bunlar bulunduğumuz toplumun tabularının birer yansıması. Biz regl hakkında bize öğretilen bu şeylerin doğru olduğunu düşünüp ona göre hareket etmişiz ve bu tabular beynimiz tarafından öyle benimsenmiş ki reklamlara kadar hayatın her alanına yansımış. Mesela hijyenik ped reklamlarında çok yakın zamana kadar mavi sıvı kullanılıyordu. Bir de dinlediğim bir podcast programından çok anlamlı bir örnek var: Erkekler sünnet olduğunda bu el aleme tabiri caizse "oğlumuz erkek oldu" ya getirilip kutlanırken neden kızlar regl olduğunda bu durum saklanılacak ya da utanılacak bir durum haline geliyor, neden bunu kutlamıyoruz?

Toplumsal cinsiyetçilik temelli birtakım örneklerden sonra asıl konumuza dönecek olursak regl izni birçok açıdan eleştiriliyor. Kimisine göre regl izni kadının toplumsal hayattaki rolünü geri plana atmak isteyenlerin kullanabileceği bir fırsat iken kimisine göre birçok kadın regl iznini işverenin iyi niyetini suiistimal etmek için kullanabilir. Bunun yanında kadının zaten doğum ve annelik izni gibi haklara sahip olduğu, verilen regl izninin ücretli izin şeklinde olması durumunda erkek bireylere göre daha az çalışıp aynı maaşı alma gibi bir eşitsizliğe yol açabileceği gibi eleştiriler de var. Bu eleştirilerin kendince haklılık payı olsa da İtalya’da olduğu gibi kadının doktor tarafından muayene edilip âdet sürecini ağır biçimde geçirip geçirmediği tespit edilerek ve bazı Asya ülkelerinde olduğu gibi ücretsiz regl izni verilerek bu gibi kaygıların önüne geçilebilir. Birçok kadın, âdet sürecinin özellikle ilk 2-3 günü şiddetli ağrıdan dolayı işyerinde yeterli performansı gösteremiyor ve kadın aslında çok doğal olan bu süreçte sanki regl olmak elindeymiş gibi performansı düştü diye mobbinge maruz kalabiliyor.Kalıpları Yıkın: Regl İzni

  Son olarak Anayasa'nın 10. Maddesine göre "Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz." dolayısıyla bence regl izni eşitlik ilkesine aykırı değildir ve umarım bir gün regl izni ülkemizde, tüm özel ve kamu kurum ve kuruluşlarında uygulanmak üzere yasallaşır.

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.